Enerji Petrol Gaz Yayın Grubu tarafından düzenlenen 6. Türkiye Enerji Zirvesi, Selçuk Üniversitesi ev sahipliğinde 12-13 Ekim 2015 tarihlerinde Konya’da gerçekleştirildi.
İki gün boyunca devam eden Zirve’de EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz’ın da katıldığı özel oturumun yanı sıra 9 farklı panel düzenlendi. Panellerde enerji piyasalarında rekabet ve serbestleşme, düzenlemelerin petrol piyasasına etkisi, elektrik ve doğal gazda fiyatlandırma politikaları, güneş enerjisi sistemlerinde yatırım, LPG’nin enerji stratejisindeki yeri, enerji ticaretindeki gelişmeler gibi konular masaya yatırıldı.
Zirve’nin ilk günü EPDK Kurul Üyesi Zekeriya Gökşenli moderatörlüğünde “Düzenlemelerin Petrol Piyasasına Etkisi” konulu konferans gerçekleşti. Konferansa konuşmacı olarak EPDK Başkan Danışmanı Abdullah İnce, TABGİS Başkanı Ferruh Temel Zülfikar, ADER Başkanı Alexander Terletskiy, PÜİS Başkanı İmran Okumuş, PETDER Başkanı Martin Thomsen ve Tüpraş Genel Müdürü Yavuz Erkut katıldı.
“Geçmişe Bakıldığında Sektörün En Sağlıklı ve Rahat Dönemini Yaşıyoruz”
Petrol piyasasının tarihini 1926 yılından bu yana aktaran EPDK Kurul Üyesi Zekeriya Gökşenli, sektörde dünden bugüne yaşananları özetledi. Gökşenli, piyasalarda yapılan düzenlemeler açısından sektörün en sağlıklı ve rahat döneminin günümüz olduğunun altını çizdi.
EPDK’nın kurulması ile yeni bir piyasa düzeni kurulmak istendiğini söyleyen Gökşenli, bu düzenin dikey yapılaşmayı sağlayan ve dikey yapılaşmayı öngören bir piyasa düzeni olduğunu sözlerine ekledi.
EPDK’nın günümüzde düzenlemeleri büyük oranda tamamlamış olduğunu, izleme ve denetleme ağırlıklı çalışmaların sürdürüldüğünü belirten Gökşenli, Kanun’da ve ikincil mevzuatta ihtiyaç duyulan çalışmaların yapılabileceğini belirtti. Gökşenli, bu alanda yapılacak yeni düzenlemelerin rekabeti arttırıcı yönde olması, standart dışı ve kayıt dışıyı engelleyici olması ve haksız rekabeti mümkün olduğunca azaltacak yönde olması, bürokrasiyi en aza indirecek, denetim ve izlenebilirliği artıracak yönde olması, fiyat müdahalelerine ihtiyaç bırakmayacak yönde olması, piyasadaki uyuşmazlıkları daha hızlı ve adil düzenlenmesini sağlayacak mekanizmaların oluşturulması, tüketicilerin ve çevrenin korunmasına yönelik olması gerektiğini aktardı.
“Getirilen Yükümlülükler Nedeniyle Dramatik Bir Yıldı”
ADER Başkanı Alexander Terletskiy, sektöre getirilen yükümlülükler nedeniyle bu yılın çok dramatik bir yıl olduğunu, sektörün en büyük sorununun ise düşük kârlar olduğunu söyledi. Akaryakıt sektöründe yatırım planlarının sürekli ertelendiğini ifade eden Terletskiy, çok acı iflaslarla karşılaşıldığını sözlerine ekledi.
Terletskiy, sektördeki gelişmeler ve uygulamalar hakkında konuşmak üzere tüm tarafların bir araya getirilmesinin önemine, kararların ortak akıl çerçevesinde alınması gerektiğine vurgu yaptı.
“Piyasadaki Düzenlemeler Tam Rekabeti Gözeterek Yapılmalı”
Düzenlemelerin rekabet ve denetim/idari yaptırıma olan etkileri bakımından ikiye ayıran TABGİS Başkanı Ferruh Temel Zülfikar, piyasada mevzuat düzenlemeleri kapsamında zaman zaman gündeme gelen mesafe tahdidinin kaldırılması, dağıtıcı kriterlerinden yüzde 15’lik pazar payının genişletilmek istenmesi, 60 bin ton projeksiyon şartının kaldırılmasının düşünülmesi gibi düzenlemelere karşı olduklarını, piyasadaki düzenlemelerin tam rekabeti gözeterek yapılmasının esas olduğunu ifade etti.
“Ulusal Marker, Kaçakçılığın Tespitindeki Tek Kriter Olmamalı”
Ulusal marker uygulamasının kaçakçılığın tespitindeki tek kriter olarak belirlenmesinin birçok bayinin haksız yere istasyonlarının mühürlenmesine, ceza almalarına ve dolayısıyla rekabet ve itibar kaybına uğramalarına neden olduğunu aktaran Zülfikar, bu durumun yarattığı sıkıntılardan özellikle bayilerin çok ağır bir şekilde etkilendiğini, ulusal markerin kaçakçılığın tek belirleyici unsuru olmaktan çıkarılması gerektiğini belirtti.
“Otomasyon Sisteminde Yapılan Düzenlemeler Bayileri Hasara Uğratmaktadır”
Zülfikar, sektörün kendi gayretleriyle yıllar önce uygulamaya başladığı ve daha sonra yine sektörel tarafların talebiyle zorunlu hale getirilen otomasyon sisteminin yasa dışı faaliyetlerin önlenmesinde ciddi bir caydırıcı unsur olarak görmekteyken sistemin işleyişi için yapılan düzenlemelerden 1240 sayılı kurul kararı ve bağlı diğer kararları hiçbir şekilde olumlu olarak değerlendirmediklerini söyledi.
Zülfikar, yapılan düzenlemelerin rekabet boyutuyla bayileri hasara uğrattığını belirterek bunun temel nedenlerini şu şekilde özetledi:
1) Dağıtım şirketlerinin denetim yetkisinin kapsamı genişletilmiş ve bayileri yerinde denetleme yetkisi verilmiş, bu kapsamda dağıtım şirketlerine bayinin ticari sırlarına da vakıf olmayı sağlayıcı yetkiler tanınmıştır.
2) Dağıtım şirketlerine, en ufak bir şüphe halinde bayiye akaryakıt ikmalini durdurma yetki ve sorumluluğu yüklenmiştir.
3) Objektif duyarlılığı çok tartışmalı olan bir tutanakla bayileri zan altında bırakacak bir uygulama getirilmiştir.
4) En ufak bir mutabakatsızlık ve şüphe halinde dağıtım şirketine, bayiye akaryakıt ikmalini durdurma mükellefiyeti yüklenmiş olmasına rağmen, daha kuvvetli kaçak akaryakıt şüphesinin olduğu durumlarda akaryakıt ikmaline izin verilmiştir.
TABGİS Başkanı, bu düzenlemedeki sakatlığın, tıpkı bayiler gibi ticari amaçla kurulmuş dağıtım şirketlerine, sadece ilgili kamu kurumları ve kolluk kuvvetlerinin yetkisi dahilinde olan denetim yetkilerinin verilmesi olduğunu söyledi.
“Bitkisel Atık Yağların Motorine Harmanlanması Uygulamasına Sektör Hazır Değil”
Bitkisel atık yağların motorine harmanlanmasının zorunlu hale getirilmesi yönündeki henüz taslak halde olan tebliğin, atık yağların toplanması ve işlenmesi bakımından tam teşekküllü bir denetim ve takip sisteminin henüz istenilen düzeye erişmemiş olması nedeniyle sektörü olumsuz yönde etkileyeceğini dile getiren Zülfikar, “Motorin tüketiminin de giderek artacağını düşündüğümüz ve bitkisel atık yağ toplanması oranında sağlıklı bir ilerleme kaydedilemediğini göz önünde bulundurarak karışımın “Zorunlu” değil “İhtiyari” bırakılmasını öneriyoruz” şeklinde konuştu.
Zülfikar, motorin türlerine harmanlanması zorunlu olan YAME’nin elde edilmesi için gerekli olan ve tebliğ taslağında “Bitkisel Atık Yağ” olarak tanımlanan kızartmalık yağların toplanma istatistiklerine bakıldığında, taslaktaki % 0,1’lik oranın dahi karşılanmasında ciddi bir yetersizlik olduğunu sözlerine ekledi.
“Kâr Marjlarına Yapılan Düzenlemeleri Doğru Bulmuyoruz”
Zülfikar, rekabeti etkileyen düzenlemelerden en önemli konunun fiyatlar ve fiyatların yükselmesine neden olarak gösterilen bayi ve dağıtıcı kâr marjlarının belirlenmesine yönelik yapılan düzenlemeler olduğunu söyledi.
Bir süre önce EPDK’nın resmi internet sitesinde Petrol ve LPG sektörleri için serbestleşme sürecinin tamamlandığı yönünde yapılan açıklamaya atıfta bulunan Zülfikar, tavan fiyat ve fiyat metodolojisini belirleyen düzenlemeler nedeniyle sürekli kısıtlanan ve müdahale altında olan bir piyasanın serbestleştiğinden bahsedilmesinin mümkün olmadığını sözlerine ekledi.
Doğrudan üç defa uygulanan tavan fiyatın dışında bu müdahaleyi sürekli hale getiren “Akaryakıt Fiyatlarının Takibine İlişkin Kurul Kararı” gibi düzenlemeleri son derece yanlış bulduklarını ifade eden Zülfikar, TABGİS’in hukuki olarak da karşı çıktığı bu düzenleme ve tavan fiyat uygulamaları neticesinde sektörün ilk defa bu yıl kurumlar vergisi sıralamasında ilk yüz’ün dışında kaldığını belirtti.
“EPDK’nın Kanunun Öngördüğü Koşullar Oluşmadığı Halde Tavan Fiyat Kararı Almasını Doğru Bulmuyoruz”
TABGİS Başkanı, piyasayı düzenleme yetkisi bulunan EPDK’nın gerektiğinde tavan fiyat uygulayıp uygulamamasını eleştirmediklerini, EPDK’nın kanundan aldığı yetkiyi çok geniş anlamda değerlendirerek kanunun öngördüğü koşullar oluşmadığı halde tavan fiyat kararı almasını eleştirdiklerini belirtti.
“Petrol ve LPG Piyasası için Ayrı Denetim Birimi Oluşturulmalı”
Zülfikar, toplam hacimleri çok büyük miktarlara ulaşan dört büyük piyasaya bugüne kadar binlerce lisans vermiş olan EPDK’nın iş yükünün giderek arttığını ve bütün bu yükün tamamının yaklaşık beş yüz civarında olan personelle taşınmaya çalışıldığını, Kurumun bu manada büyük bir gayret gösterdiğini vurguladı.
Gün geçtikçe Kurumun üzerindeki denetleme yükünün artmakta olduğunu ve bu denetimlerin değerlendirilmesi ile yaptırım uygulanması aşamasında zaman ve personel yetersizliği yaşandığını söyleyen Zülfikar, özel uzmanlık alanı gerektiren petrol ve LPG piyasaları için ayrı denetleme biriminin oluşturulması gerektiğini söyledi.
“Dağıtıcı ve Bayiler Ortak Akılla Hareket Etmeli”
PÜİS Başkanı İmran Okumuş, sektörün kendi sorunlarını, kendi içinde çözmesi gerektiğini, EPDK ve kamunun karşı taraf olmadığını, aynı çatı altında bulunan dağıtıcı ve bayilerin de birlikte hareket etmesi gerektiğini ifade etti.
Ayrıştırılmaz, yaklaşılmaz duvarların kaldırılması gerektiğini söyleyen Okumuş, aynı sektörde ekmek yiyen, ticareti birlikte yapan dağıtıcı ve bayilerin ortak akılla hareket etmesi gerektiğine değindi.
Tüketici haklarının korunmasının birinci öncelik olduğunu vurgulayan Okumuş, ancak yaptırımların ve yük getiren uygulamaların devam etmesi halinde bu sektörde ticaret yapılmasının çok zor olduğunu sözlerine ekledi.
Dağıtıcı ve bayi marjının 50 kuruşun altında olmaması gerektiğini de belirten Okumuş, beş istasyon ile dağıtıcı şirketi kurulmaması gerektiğini, istasyon sayısının en az 50 olması gerektiğini belirterek sektörün ancak bu şekilde disipline olabileceğini söyledi.
“Doğrudan Müdahale Uygulanmamalı, Pazarın Kendi Dengesini Bulması Sağlanmalı”
PETDER Başkanı Martin Thomsen, Avrupa’daki akaryakıt sektörünü düzenleyen Kurum’un müşterilerle ilgilendiğini ve pazara liberalleşme konusunda rehberlik ettiğini söyledi. Thomsen, Türkiye akaryakıt sektöründe de önemli ve güzel gelişmelerin yaşandığını, kaçak akaryakıtla mücadele konusunda büyük bir yol alındığını belirtti. Bunların yanı sıra sektörde fiyat müdahaleleri ile türbülans yaratan olaylar yaşandığına da değinen Thomsen, bu müdahalelerin etkisinin hala sürdüğünü, sektördeki tüm paydaşların bu müdahalelerden etkilendiğini, yatırımları ve hizmet kalitesini sınırladığını sözlerine ekledi.
“Pazar şu an kötü bir durumda” diyen Thomsen, enflasyonun yükseldiğini ancak kâr marjlarının aynı sonucu göstermediğine dikkat çekti. Acil adımlar atılması gerektiğini vurgulayan Thomsen, “Doğrudan müdahale uygulanmamalı, pazarın kendi dengesini bulması sağlanmalı” şeklinde konuştu.
“Vergi Düzenlemesi Yapılmalı”
Tüpraş Genel Müdürü Yavuz Erkut, Tüpraş’ın en üst standartlarda ürün sunduğunu, piyasaya girişlerin kolay olması durumunda standartların düşeceğini, kaçak akaryakıtın yaygınlaşacağını, bu nedenle düzenlemelerin bunlar göz önüne alınarak yapılması gerektiğini aktardı.
Vergilerin yüksek olduğuna değinen Erkut, vergi düzenlemesi yapılması gerektiğini, ürünler arasındaki vergi farklarının kaldırılması gerektiğini vurguladı.
“Sektörün Fikirleri Bizim için Önemli”
EPDK Başkan Danışmanı Abdullah İnce, “EPDK olarak özellikle sadeleşmeye ve rekabete önem veriyoruz. Çalışmalarımızı bu yönde ilerletiyoruz. Herkesi kapsayan düzenlemeler yapıyoruz” dedi.
İnce, yapılan bütün düzenlemelerde piyasa etkilerini mutlaka takip ettiklerini, sektörün katılımına ve fikirlerine önem verdiklerini belirtti. Katılım arttıkça ortak kararlar alınması da kolaylaşır diyen İnce, “Karar süreci uzun olsa da her kesimin faydalanması bizim için daha önemli, biz karşı taraf değiliz, hepimiz aynı tarafız” şeklinde konuştu.
“Sektördeki Kâr Marjlarının Azalmasının Nedeni Oyuncuların Fazla Olması”
Sektördeki kâr marjlarının azalmasını doğal karşıladıklarını ifade eden İnce, bu durumu bayi ve dağıtıcı sayısındaki artışa bağladıklarını söyledi. 2005 yılında 11 bin 273 olan bayi sayısının günümüzde 13 bine ulaştığını aktaran İnce, 39 olan dağıtıcı sayısının ise şu an 90’a ulaştığını belirtti.
Haziran 2015 itibariyle otomasyon uygulaması konusunda yapılan sadeleştirmelere de değinen İnce, her istasyonun numune alıp analiz yaptırma zorunluluğuna analiz maliyetleri, harcanan süreç, iş yükü kaybı ve hiçbir faydası olmaması nedeniyle son verdiklerini belirtti.
Bitkisel atık yağların motorine harmanlanmasının zorunlu hale getirilmesi yönündeki eleştirilere de cevap veren İnce, uygulamaya gelen eleştiriler nedeniyle tebliğin taslak halde kaldığını ifade etti.