Haberler


Ulusal Bayi Toplantısı
1 Aralık 2014

TABGİS ve PÜİS tarafından 29 Kasım 2014 tarihinde Ankara Sheraton Otel’de gerçekleştirilen “Ulusal Bayi Toplantısı” akaryakıt bayilerini buluşturdu. Türkiye’nin dört bir yanından gelen bayilerin yoğun katılımıyla gerçekleşen toplantıda EPDK’nın sektöre yönelik yaptığı düzenlemeler ve bu nedenle yaşanılan sorunlara dikkat çekildi. 

Sektör Bitme Noktasında!

TABGİS Başkanı Ferruh Temel Zülfikar gerçekleştirdiği konuşmasında Türkiye’de gerek yapılan düzenlemelerle gerekse sektörün kanayan yarası kaçak akaryakıt sorunu ile akaryakıt istasyonu işletmeciliğinin bitme noktasına geldiğini söyledi.  Bugün bir istasyonun ayakta kalabilmesi için günde en az 14 bin litre satış yapması gerektiğini ancak Türkiye’deki akaryakıt istasyonlarının ortalama günlük satışlarının maalesef 4.722 litre olduğunu belirtti.

Tavan Fiyatın Sürekli Hale Gelmesi Amaçlanıyor

EPDK tarafından 7 Kasım 2014 Tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve petrol piyasasında akaryakıt bayileri ile dağıtıcıların kâr oranlarını 4 AB ülkesiyle uyumlu olacak şekilde düzenleyen fiyat metodolojisini eleştiren Zülfikar, bu uygulamanın açıkça kanuna aykırı olduğunu ve bu düzenlemeyle tavan fiyatın sürekli uygulanmak istendiğini söyledi.

Fiyat metodolojisine göre takip edilecek İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya ile Türkiye’deki akaryakıt bayilerinin genel giderleri arasında çok belirgin farklar olduğunu bunların başında; AB’de olmayan Kredi Kartı Komisyonları, Ulusal Stok, Otomasyon, Ulusal Marker, Yazarkasa, Personel, Sorumlu Müdür, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı gibi masrafların toplamının litrede 12 Kuruş olduğunu belirten Zülfikar,  AB ülkelerinde çok yaygın olan ancak Türkiye’de uygulaması olmayan self servis istasyonlar ile pompacı çalıştıran bir istasyon arasında litrede 5 Krş maliyet farkı olduğunu söyledi.

Sektörümüzün Yüzde 93’ü Zararda

AB ile Türkiye arasındaki bu yüksek maliyet farklarının haricinde bir diğer önemli farkın da Türkiye’deki kaçak ve hileli akaryakıtın boyutu olduğuna değinen Zülfikar “AB’deki bayi; kaçakçıyla, hileli akaryakıt satanla rekabet etmiyor. Türkiye’deki bayi maalesef illegal piyasayla da rekabet ediyor.” Diyerek EPDK’nın bu düzenlemeleri yapmadan önce ülkedeki 12 bin 616 bayinin bu sorununu ortadan kaldırıp, her bir bayiyi başabaş noktası olan günde en az 14 bin litre satış hacmine kavuşturabilecek önlemler alması gerektiğini söyledi.  

TABGİS Başkanı, EPDK’nın bayilerin motorin ve benzin türlerinin toplamını esas alarak kamuoyuyla paylaştığı verilere dayanarak sektörün yüzde 93’ünün zarar ettiğine dikkat çekerek yıllık enflasyon oranlarına göre hesap edildiğinde bayi ve dağıtıcının olması gereken kâr marjının aslında 50 kuruş olduğunu, ancak şu anda toplam kârın litrede ortalama 44 kuruş olduğunu söyledi.

Bütün kamu ve özel sektörde yıllık artışlar enflasyon oranına göre belirlenirken neden akaryakıt sektörünün bu konudaki sorunlarının görmezden gelindiğine anlam veremediklerini belirten Ferruh Temel Zülfikar,  2013 yılında tüm vergi gelirlerinin % 13,5 gibi çok önemli bir payını karşılayan akaryakıt sektörünün bu nedenle göğsü kabaran ama para kazanamayan mensupları olarak EPDK’nın sürekli Kanunun 10. maddesini işaret ederek piyasayı düzenlediğini zannettiğini ancak bunun büyük bir yanılgı olduğunu vurgulayarak “Sizin bize işaret ettiğiniz gibi biz de size Kanunun 1. Maddesini işaret ediyor ve piyasaların müdahaleler nedeniyle artık sağlıklı işleyemediğini buradan bir kez daha ifade ediyoruz” dedi.

Serbest Piyasaya Aşırı Müdahaleden Kaçınılmalıdır

Zülfikar konuşmasında, EPDK’nın serbest piyasaya aşırı müdahaleleri sonucunda yakın vadede başta küçük istasyonlar olmak üzere pek çok istasyonun kapanma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu, böyle giderse 50 bin kişinin işsiz kalabileceğini belirtti ve bu nedenle kaçakçılık faaliyetlerinin de daha çok artacağını ve bundan da en çok yine devletin kaybı olacağını sözlerine ekledi.

Müdahaleci tutum nedeniyle, sektörel tüm yatırımların sekteye uğrayabileceğini, uluslararası şirketlerin pazardan çekilebileceğini ve akaryakıt sektörünün vade ve indirimlerle finanse ettiği başta inşaat ve ulaştırma sektörlerinin de bundan son derece olumsuz etkilenebileceğinin altını çizdi. Bu tutumun ilk etkilerinin görülmeye başlandığını ve sektörün uğradığı “Kâr Erozyonu” nedeniyle bazı dağıtım şirketlerinin giderlerini azaltmak için çeşitli bölgelerde dolum tesislerini kapatmaya başladıklarını söyledi.

Vergi Düşürülmeden Akaryakıt Ucuzlamaz

Zülfikar, piyasaya yapılan müdahalelerin alım gücü düşük tüketici açısından değerlendirildiğinde etkin bir sonuç yaratmadığını, akaryakıt fiyatlarının düşürülmesinin yolunun vergi düzenlemesinden geçtiğini bildirdi. Akaryakıt ürünlerinin birbirleri arasında vergi dengelemesi yapılması halinde hem ürün fiyatlarının düşeceğini hem de devletin vergi gelirinin artacağını söyleyen Zülfikar, sadece bunun yeterli olmadığını Türkiye’de en çok üretilen akaryakıt ürünü olan benzin tüketiminin de teşvik edilmesi gerektiğini söyledi.

 

PÜİS Başkanı Muhsin Alkan ise yaptığı konuşmada sunduğu hizmetlerle övülmesi gereken bir sektörün, izlenen politikalarla adeta haritadan silinmeye çalışıldığını söyledi. Bayi karı nedeniyle akaryakıtın ucuzlamadığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirten Alkan, kaçak akaryakıtın önüne geçilememesini eleştirdi. Alkan, "Sayın EPDK Başkanı önce yolsuzluklarla, kaçakla uğraşsın, asli görevi odur. Ondan sonra gelsin bayinin 3-5 kuruş karıyla uğraşsın" diye konuştu.

Alkan, "Bu bir ikaz toplantısıdır. Sorunlarımız çözülmezse ikinci toplantının hedefi başka yer olur, istasyonları kapatma olur. Bunu çok iyi bilsinler" dedi.

© 2019 Her hakkı saklıdır. Türkiye Akaryakıt Bayileri Petrol ve Gaz Şirketleri İşveren Sendikası